HAKSIZ KAZANÇ ELDE ETME AMACIYLA İŞ AKDİNİ HAKLI NEDEN İDDİASIYLA FESHEDEN İŞÇİ HAKKINDA EMSAL KARAR

11.02.2022

View : 1113

İş Hukuku; işverene hukuki ve ekonomik bakımdan bağımlı olan işçinin korunması amacıyla bağımsız bir hukuk dalı olarak ortaya çıkmıştır. İş Hukukunun var oluş sebebi ve dolayısıyla nihai amacı, işçinin korunmasıdır. İş Hukukunda, işçinin korunması amacından kaynaklı “İşçi Lehine Yorum” ilkesi hakimdir. 

 

İş Mahkemeleri tarafından İş Hukukuna hakim olan “İşçi Lehine Yorum” ilkesinin dozu kimi zaman kaçırılmakta ve kötü niyetle hareket eden işçilerin haksız kazanç elde etmesinin önü açılmaktadır. 

 

İşveren vekili olduğumuz bir işçilik alacağı davasında da Yerel Mahkeme aşamasında; haklı savunmalarımıza rağmen, istifa etmek yerine haksız kazanç elde etmek amacıyla haklı neden iddiasıyla iş akdini fesheden işçinin iddiaları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından istinaf gerekçelerimiz ve savunmalarımız doğrultusunda, Yerel Mahkemenin “davanın kabulü” yönündeki kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Emsal nitelikteki söz konusu davanın özeti şöyledir;

 

Müvekkil yazılım şirketinde yaklaşık 10 yıldır “Bilgisayar Mühendisi” olarak çalışan davacı; çalışması devam ederken bir başka yazılım şirketinden daha yüksek maaş teklifi almıştır. Davacı işçi, bankalara olan borçlarını da kapatmak düşüncesiyle ve müvekkil şirketten haksız kazanç elde etmek amacıyla haklı neden iddiasında bulunarak iş akdini feshetmiştir. Bu kapsamda davacı işçi; kendisine çok fazla projenin sorumluluğunun yüklendiğini, sürekli fazla mesai yaptırıldığını, 10 yıl boyunca tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, 10 yıl boyunca hiç yıllık izin kullanmadığını iddia etmiş ve müvekkil şirketten kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacağı talep etmiştir. 

 

Davaya cevap, bilirkişi kök ve ek raporuna itiraz, tanık anlatımlarına karşı beyan dilekçelerimiz ve duruşmalardaki sözlü savunmalarımıza rağmen, Yerel Mahkeme tarafından davacı işçinin haksız davasının kabulüne karar verilmiştir. 

 

Yerel Mahkemenin haksız kararına karşı müvekkil yazılım şirketi adına Hukuk Büromuzca; 

 

  • Davacının yaklaşık 10 yıldır hiçbir şikayeti olmadan çalıştığı,

 

  • Daha iyi maaş teklifi aldığı yeni işyerine geçmek için işten ayrılma niyetine kılıf bulmak ve haksız şekilde elde etmeyi umduğu kazanç ile banka borçlarını ödeyebilmek amacıyla iş akdini feshettiği, dolayısıyla davacı işçinin kötü niyetli olduğu,

 

  • Müvekkil Şirkette yasal çalışma sürelerin uygulandığı ve fazla mesai yaptırılmadığı, işçilerin çalışma saatlerinin giriş-çıkış çizelgeleriyle sabit olduğu, kaldı ki Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca işçinin sürekli fazla mesai yaptığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı tanık anlatımlarında bile istisnai olarak fazla mesai yapılabildiği belirtilmesine rağmen sürekli fazla mesai yapılıyormuş gibi yapılan bilirkişi hesaplamasının hükme esas alınamayacağı, davacının fazla mesai ücreti alacağı olmadığı,

 

  • Yine Yargıtay içtihatları uyarınca, davacının yaklaşık 10 yıl boyunca neredeyse hiç yıllık izin kullanmadan çalışmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Mahkemenin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda davacı asili bu konuda dinledikten sonra karar vermesi gerektiği, davacının yıllık izinlerini kullandığının kendi tanık anlatımlarıyla dahi kanıtlanmış olduğu, davacının yıllık izin ücreti alacağı olmadığı,

 

  • Gün özelinde olmayan, genel beyana dayalı tanık anlatımlarına dayanan ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplamalarının hükme esas alınmaması gerektiği,

 

  • Yerel Mahkeme tarafından, davacı tanıklarının davacı lehine olan beyanlarının hükme esas alınıp davalı tanıklarının beyanlarının gerekçesiz şekilde dışlandığı,

 

  • Yalnızca davacı tanıklarının davacı lehine olan beyanları uyarınca fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı bulunduğunun sabit olamayacağı, bu gerekçeyle kıdem tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu,

 

  • Davacı işçinin işçilik alacaklarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil Şirket sahibi tarafından davacıya farklı zamanlarda ödenen borç bedellerinin, hesaplanan işçilik alacaklarından mahsubu konusundaki itirazımızın Yerel Mahkeme tarafından değerlendirilmediği,

 

  • Yerel Mahkemenin hüküm gerekçesinin, somut olaya uygun olmayan şekilde maktu, yetersiz ve eksik olması, Yargıtay’ ın içtihatları uyarınca da gerekçesiz veya denetime elverişli olmayan gerekçe ile hüküm kurulmasının bozma sebebi olduğu,

 

Özet gerekçeleriyle Yerel Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 

 

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından, istinaf gerekçelerimiz yerinde bulunarak Yerel Mahkeme kararının KALDIRILMASINA karar verilmiştir. 

 

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin söz konusu kararı; haklı neden iddiasıyla iş akdini fesheden işçinin, İş Hukukundaki “İşçi lehine yorum” prensibini kötü niyetle kullanmasının ve bu sayede işverenden haksız kazanç elde etmesinin önünü kesen nitelikte, yerinde ve emsal bir karardır. 

 

Daha Fazla Bilgi Ve Sorularınız Için Hukuk Büromuzla Iletişime Geçebilirsiniz; 

Av. Kerem ÇÖLCÜ 

0242 228 02 20

[email protected]

 

 

ANTALYA, AVUKAT, İŞ HUKUKU, İŞÇİ ALACAĞI DAVASI, İŞVEREN AVUKATI, İŞÇİ AVUKATI, KIDEM TAZMİNATI, DAVA, MAHKEME


Categories


© Copyright 2021-2025 | All Rights Reserved.